14 Ekim 2010 Perşembe
BİBER
Biberin hikayesi...
İnsanoglu tarih öncesi dönemlerden baslayarak, yiyeceklere tat ve koku katacak, damagina tat verecek çesni yani baharat arayisini hep sürdürmüstür. Bu arayis insanligin dogayla bütünlesmesiyle yeni yeni kültürlerin olusmasinda etmen olmustur.
Halk arasinda isot (isi otu), bilim çevrelerinde ise capsicum anitum adiyla bilinen kirmizi aci biber, sevilerek tüketilen ve kültürü yapilan bir bitki olarak, özellikle Güneydogu mutfaginda vazgeçilmez bir baharat türü olarak yerini almistir.
Anavataninin Meksika oldugu sanilan ve Azteklerin yazili belgelerinde söz ettikleri kirmizi aci biber, Avrupa’ya 15. yüzyilin sonlarinda gelirken, 16. yüzyilda kita ülkelerine ve Osmanli topraklarina yayildigi biliniyor.
Kirmizi biberi en çok tüketen ülkelerden olan Hindistan’a ise, bu bitki 17. yüzyilda Portekizliler tarafindan ulastirildi. Hint ve Meksika mutfaginda çok sik kullanilan kirmizi aci biber, Türkiye’de enfazla Güneydogu Anadolu Bölgesinde yetistirilmekte ve tüketilmekte.
L.T. Tresh adli bilim adami, 1846 yilinda bibere aciligi veren maddenin kristal yapisinda oldugunu tespit ederek, adini capsaicin- kapsaisin? koymustu.
Anavatani Orta ve Güney Amerika (Meksika, Sili, Peru) olan biber bitkisi buradan dünyaya yayilmistir. 1494 yilinda Colombus’la beraber yolculuk yapan doktor Chaoca tarafindan Ispanya’ya yazilan bir mektupta biber bitkisinden söz edilmekte ve böylece ilk tarihi belge elde edilmektedir.
Peru’da çikarilan 2000 yil öncesine ait bulgularda biber meyvesi ile süslenmis Kizilderili elbiseleri bulunmustur. Biberin Amerika’dan Avrupa’ya ilk giris yolu Ispanya olmus ve buna 1493 yillarinda rastlandigi daha sonra Ingiltere’ye 1548 de, Orta Avrupa ülkelerine ise 1518 yillarinda girdigi kabul edilir.
Biber 17.yy da Portekizliler tarafindan Güneydogu Asya’ya götürülmüstür. Osmanli Imparatorlugu zamaninda özellikle 16.yy da Orta Avrupa ülkeleri ile kurulan siki is birligi sonucunda biber önce Istanbul’a getirilmis buradan da Türkiye’ye yayilmistir.
Gaziantep’in yerlestigi cografi alan, ilk uyguraliklarin dogup gelistigi Mezapotamya ve Akdeniz arasinda bulunmasi, ayrica güneyden ve batiya giden yollarin kavsaginda olmasi nedeniyle baharat kültüründen diger illere göre daha fazla etkilenmistir. Bu etkilesim yemek kültürünün olusmasinda da önemli etmen olmustur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder